Internet yasakları bir süre önce Youtube’un yasaklanması ile başlayan bir süreç aslında. Bu yazımda kısaca bu yasaklar nedir, nasıl bir altyapı ile yapılır ve yasaklı sitelere nasıl girilir konularında bildiklerimi paylaşacağım.
Internet yasakları ülkemizde ilk başladığında hiç bir servis sağlayıcının böyle bir altyapısı yoktu. Aslında olmaması da normal çünkü yapı olarak baktığımızda kafamızı kuma gömmekten başka birşey değil. İlk zamanlarında Youtube engellendi. Bu engellemeye sebep olan videoyu(ları) tüm dünya izlemeye devam ederken biz izleyemedik. Hemen arkasından birkaç site daha mahkeme kararıyla kapandı ve kapatma işi başlı başına bir iş oldu. Bazı uyanıklar işine gelmeyen siteleri basit bir mahkeme kararı aldırarak kapatmaya başladılar.
2005 yılında sadece deneme amaçlı olarak birkaç site belirleyip avukat aracılığıyla kapatma isteğinde bulunmuştuk. Hemen 1-2 gün içinde sitelere erişim engellenmişti. Hal böyle olunca site kapamaların önü alınamaz oldu.
Tabi daha öncede söylediğim gibi bu kapamalar için servis sağlayıcıların altyapısı olmadığı için, yasaklama DNS üzerinden yapılıyordu. DNS nedir diye basitçe bahsetmek gerekirse; internette bütün sayfalar sunucularda tutulur ve bu sunuculara bağlantı IP adresi üzerinden yapılır. Siz bir web sitesinin adresini yazdığınızda (ör: www.google.com) bilgisayar bu adresi bağlı olduğu DNS sunucusuna sorup IP adresini öğrenir ve o IP adresine bağlantı kurar. Ülkemizde internet Türk Telekom tekelinde olduğu için profesyonel olmayan kullanıcıların hepsi DNS olarak Türk Telekom’u kullanmakta. Bu yasaklamalar DNS üzerinden IP adresinin farklı bir IP adresine yönlendirilmesi şeklinde yapıldığı için, yasaklı web sitesine bağlanıldığında mahkeme kararının yazdığı başka bir IP adresine yönlendirme yapılıyordu.
DNS yasaklaması tabiki yetersiz birşeydi ve bir süre sonra DNS ayarlarını değiştirmeyi bilmeyen kalmadı. Hal böyle olunca o IP adresine bağlantıyı tamamen engelleme çözümleri aranmaya başlandı. Bu işlem iyi bir altyapı gerektirdiği için kurulumu denemeleri uzun sürdü. Şimdi artık yasa çıktığına göre alt yapı hazır demektir.
Yeni yasa ile kişilerin belli sitelere bağlanmasının engellenebilmesinin yanısıra, kişilerin yaptığı her hareketin kaydedilmesi ve belli bir süre boyunca bu kayıtların saklanması zorunluluğuda geldi. Normal bir ülkede bu belki gözardı edilebilecek bir durum olsa bile, herkesin her bilgisinin açık seçik ortalıkta olduğu ülkemizde kabul edilebilir bir durum değil. Ayrıca kişinin hak ve özgürlüklerine aykırı bir durum.
Bu durumdan korunmanın tek yolu VPN. VPN, Virtual Private Network kelimelerinin kısaltılmışıdır. Yaptığı işi çok basit bir şekilde tanımlayacak olursak, iki bilgisayar (veya ağ) arasında şifreli bir bağlantı oluşturur. VPN üzerinden gidip gelen trafik, dışardan 3. sahıslar tarafından görüntülenemez (daha doğrusu şifreyi kırıp geçen trafiği okumak çok zor bir iştir). Bu basitçe 2 ev arası hortum çekip bir evden diğerine hortumla su göndermek gibi düşünülebilir. 2 evin arasından geçen bir kişinin hortumun içinden neyin aktığı konusunda bir bilgisi yoktur.
Internet yasakları ile VPN’in kullanım alanı şu şekilde; yurtdışından çeşitli bağlantı noktalarından hizmet veren bir servisten VPN hizmeti alındığında, örneğin bağlantı noktası olarak Almanya’yı seçersek, Almanya’daki sunucuya internet üzerinden ama VPN ile güvenli bir şekilde bağlanıyoruz ve internet çıkışımızı bu sunucu üzerinden yapıyoruz. Böylece yasaklı sitelere takılmadan internette dolaşabiliyoruz. Ayrıca yeni yasa ile gelen girdiğimiz sitelerin loglanması sorununuda aşmış oluyoruz. Çünkü servis sağlayıcı bizim sadece VPN bağlantısı yaptığımızı görebiliyor, veriler şifreli gidip geldiği için nerelere bağlandığımızı tespit edemiyor.
Ben VPN hizmeti olarak TR Hosting’i kullanıyorum (http://www.trhosting.net/vpn). TR VPN adındaki VPN hizmetleri ile 32 farklı ülkeden bağlantı imkanı sunuyor. Windows ve Mac için hazır yazılımları ile kolayca bağlantı yapılabiliyor. Ayrıca “govpn” indirim kuponu ile %20 indirim kazanmak mümkün.